Kleopatra : Mısır’ın Efsanevi Kraliçesi

Kleopatra : Mısır’ın Efsanevi Kraliçesi

0

Mısır’ın Efsanevi Kraliçesi Kleopatra’nın Bilinmeyen Hikayesi:

Doğumu

Kleopatra, M.Ö. 69 yılında Antik Mısır’ın İskenderiye şehrinde Firavun 12. Ptolemaios’un kızı olarak dünyaya gelmiştir. Yunan asıllıdır. Mensup olduğu Ptolemaious Hanedanlığı Helen kökenlidir ve soyu Büyük İskender’in Makedonyalı generali Ptolemaious Soter’e kadar uzanmaktadır. Kleopatra doğduğunda, ailesi 300 yıldır Mısır’ı yönetmekteydi.

Ülke Yönetimi

Babasının ölümü sonrası kendisinden 10 yaş küçük olan kardeşiyle evlenen Kleopatra, kardeşiyle ortak şekilde ülkeyi yönetmeye başlamıştır. Ülke yönetiminde hiçbir sorun yaşamamış, aksine Mısır’ın tarihini ve kültürünü yaşatmak adına çabalamıştır. Ayrıca 8 dil biliyordu. Mısır’a, ünlü tarihçileri ve bilim insanlarını davet etmiştir. Kendisi bir Yunan olmasına rağmen halkın gelenek ve göreneklerini benimsemiş, sahiplenmiştir.

Kleopatra; öğrenmeye aç ve zeki bir kadındı, özellikle tıbba ilgisi vardı. Onun kadın hastalıkları adına kitap yazdığı düşünülmektedir. Bu kültür ve bilginin Mısır’la da ilgisi çoktur. Nil’in taşma vakitleri için takvimi tasarlayan, güneşe, aya ve yılana sahip olan halk; aynı zamanda dünyanın en önemli kütüphanelerinden birine ve milyonlarca önemli esere sahiptir.

Kleopatra’nın erkek kardeşi kıskançlık ve kinle saldırıp onu sürgün etti. Kardeşi tahtın gerçek sahibi olduğunu düşünüyordu ve onu iktidardan uzaklaştırması gerektiğine inanıyordu. Kleopatra kısa bir süre sonra kendisine destek veren kişilerden bir ordu oluşturdu ve kardeşinin üzerine harekete geçmeyi düşündü. Fakat henüz bunu gerçekleştirebilecek sayıda adama sahip değildi. Başka bir seçenek düşünüyordu. Bu sırada Roma İmparatoru Jül Sezar’ın Mısır’a ziyarete gelecek olmasını fırsat bildi. Onunla görüşürse, onu etkileyebilir ve ondan yardım alabilirdi. Fakat kardeşinin ve adamlarının buna izin vermeyeceğinin de farkındaydı.

Aklını ve cesaretini kullanan Kleopatra, kendini bir halının içine sardırarak Sicilyalı kölesi Apollo Dores’e halıyı Jul Sezar’a hediye etmesini söyledi. Köle, onun bu planını başarılı bir şekilde yerine getirdi. Roma imparatoru kendisine hediye edilen bu halıyı kabul ettiğinde, içinden Mısır Kraliçesinin çıktığını görünce çok şaşırdı. Kleopatra aklı ve güzelliği ile onu kendisine hemen âşık etti. Böylece Roma’nın en sansasyonel aşklarından biri doğdu. Aslında bu olay gerçekleştiğinde Jul Sezar ile Kleopatra arasında en az 30 yaş farkı vardı ama Kleopatra erkek avcısı olması ve keskin zekâsıyla hareket ederek Sezar’ı kendine bağladı.

kleopatra yazi ici1

Kısa süre sonra, ordusunu Sezar’ın ordusuyla birleştirdi ve 13. Ptolemaios’u mağlup edip öldürttü. Böylece Mısır’ın başına geçti. Tek başına tahta çıkan Kleopatra, Mısır geleneklerine aykırı davranmak istemiyordu. Bu nedenle en küçük kardeşi olan 14. Ptolemaious ile evlenerek tahtı bu şekilde yönetmeye başladı. Fakat bu onun için sembolik bir evlilikti ve Jul Sezar ile olan ilişkisi devam etmekteydi. Hatta bu ilişkiden Ceasarion (Küçük Sezar) adında bir erkek çocuk dünyaya geldi.

Kleopatra, bu çocuk vasıtasıyla Roma ile Mısır’ı birleştirip bilinen bütün dünyayı yönetme planları yapıyordu.  Öyle ki,  tahta engel olamaması için kardeşi ve eşi 14. Ptolemaios’u öldürmekten çekinmedi. İmparator ile Roma’da bulunduğu esnada; Roma imparatoru Jül Sezar düşmanları tarafından aniden bıçaklanarak öldürüldü. Bu durum Kleopatra’nın tüm planlarını boşa çıkarttı ve hemen Mısır’a geri döndü. Roma ikiye ayrılarak, Marcus ve Octavius arasında yönetilmeye başlandı. MÖ 41 yılında Mısır’ı ziyaret eden Marcus Antonius; burada Kleopatra ’ya ilk görüşte âşık oldu. Kleopatra ile Marcus Antonius Mısır’da beraber yaşamaya başladı. Kleopatra, Roma ile Mısır’ı birleştirip çok geniş bir coğrafyaya sahip olma konusunda Marcus’u ikna etti. Bu durum elbette Marcus Antonius için de son derece mantıklıydı. Bu nedenle kısa süre içinde evlendiler. Fakat Roma senatosu bu durumu kabul etmek istemedi. Kleopatra’yı, ” Baştan çıkartan kadın ve Roma halk düşmanı” ilan etti.

Ölümü

Batı Roma’yı yöneten Octavius tarafından Doğu Roma’ya savaş açılmıştı. Bu çatışmalar her gün kızışıyordu ve ertesi yıl doruğa ulaştı. İki imparator arasında şiddetli bir savaş başladı. Bu savaşı kaybeden Marcus Antonius oldu ve Kleopatra ile İskenderiye’ye kaçmak zorunda kaldı. Bu mağlubiyet ile birlikte artık ikisi için de her şeyin sonu gelmişti. Antonius kendi yöntemiyle kılıcını bedenine saplayarak intihar etti. Bu olaydan 12 gün sonra Kleopatra da yaşadığı hayatı özetler şekilde bir yöntem seçti ve M.Ö. 30 yılında zehirli bir yılana kendini ısırtarak intihar etti.

kleopatra yazi ici 2
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz mail bültenine katılın ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.