Bozkırların Doğurduğu, İhanetin Büyüttüğü Çocuk! Cengiz…
Timuçin(Cengiz), bir bozkır çocuğuna kıyasla çok daha şanslı bir çocuk sayılırdı. Fakat bu şansı kısa süre içerisinde değişecek, hatta uzun bir süre boyunca şansla yolları kesişmeyecekti. Ölümün ve acının hakim olduğu bozkırların ortasında, dünyanın kaderini değiştirecek bir lider doğmak üzereydi.
Kurt kabilesinin lideri Yesugey, olacaklardan habersiz bir şekilde oğlu Timuçin’e eş seçmeye gidiyordu. Bu yolculuğun bir dönüşü olmayacak, sadece sonu gelmez yıkımlara ve savaşlara yol açacaktı. Yolculuk esnasında zehirlenen Yesugey, çocuklarına iyi bir mal varlığı ve kendilerini ait hissedecekleri bir kabile bırakmanın mutluluğu ile vefat etmeyi bekliyordu. İhanetin, en yakınındaki adamdan yani Eeluk’tan geleceğini nasıl bilebilirdi ki?
Babası vefat ettiğinde annesi ve kardeşleri ile ortada kalan Timuçin, ağabeyi Bekter’in kabileye iyi bir lider olabileceği düşüncesindeydi. Fakat babasının yaveri konumunda olan Eeluk’un farklı planları vardı. Yıllardır kabile içerisindeki gücünü arttıran Eeluk, sonunda aradığı fırsatı bulmuştu. Yesugey’in vefatını fırsat bilen hain, anne Helin ve çocuklarını bozkırın acımasız topraklarında ölüme terk edecekti. Bu ihanet neticesinde tarihin en büyük ve en korkusuz liderini yaratacak, dünya tarihinin en büyük zalimliklerine yol açacaktı.
Eeluk ve kabilenin diğer üyeleri çadırlarını toplayıp gittiklerinde, Timuçin ve ailesi yapayalnız kalmışlardı. Bu acımasız topraklarda kabilesiz kalmak, Azrail ile dans etmek anlamına geliyordu. Akbabalar tepelerinde geziniyor, bu aileden çıkacak ölümlerin ziyafetini bekliyorlardı.
İkinci İhanet !
Büyük ihanetin arkasından ikinci ihanet gelip çatmıştı. Ağabey Bekter, avlamış olduğu ördeği tek başına yerken kardeşi Timuçin’e yakalandı. Anne ve çocuklar açlıktan kıvranırken tek başına karnını doyuran Bekter, cezasız kalmayacaktı şüphesiz ki. Timuçin ilk cinayetini işlemişti, ağabeyi Bekter kanlar içerisinde yerde yatarken Timuçin Köktengriye bakıp yeminler ediyordu. Ailesini bu zor günlerden kurtaracak ve bir daha hiçbir ihaneti bağışlamayacaktı…
Tarihin En Büyük Devletinin Temelleri Atılıyor…
Zaman hızlı bir şekilde akarken, Timuçin yeni bir kabile oluşturmaya başlamıştı bile. Bozkırda kendileri gibi yalnız kalan insanları tek bir çatı altında topluyor, tarihin en büyük devletinin temellerini atıyordu. İntikam günü gelip çattığında Timuçin kimseye acımayacaktı.
Önce Eeluk ve eski kabilesi, arkasından babasını öldüren Tatarlar, sonrasında annesi Helin’in kabilesi derken Timuçin’in devleti devasa boyutlara ulaşmıştı. Sınırları gün geçtikçe büyüyen devletin lideri, görkemli bir deniz gibi görülüyor ve bu sebepten kendisine “Tengiz” deniliyordu.
Bir ihanet ile başlayan hikaye, sonucunda büyük bir ölüm fırtınasına dönüşmüştü. Cengiz, önüne çıkan her şeyi ya kendisine katıyor ya da yakıp yıkıyordu. Bozkırın ortasında ölüme terk edilen o küçük ve korkak çocuk, şimdi bütün dünyayı korkudan titretiyor, “Cengiz” ismini duyan herkes saygıyla eğiliyordu.
Coğrafi Sınırları ve Günümüz Dünyasına Etkileri
Büyük Okyanus ile başlayan sınırlar, Avrupa içlerine kadar ilerliyordu. Çin, Rusya, Kazakistan gibi yüz ölçümü büyük ülkelerin yanı sıra, Avrupa topraklarının bir kısmını da içine alıyordu. Cengiz’in vefatından sonra çocukları ve torunları arasında parçalara ayrılan devlet; Çin’den Hindistan’a, Kırım’dan İran’a kadar çeşitli medeniyetlerde derin izler bırakmıştı.
Yaptığı katliam ve savaşlarla, dünyanın gördüğü en büyük zalim olduğunu iddia edenler haricinde; insan nüfusunda yarattığı kayda değer azalmalar sayesinde, dünyanın daha yaşanabilir bir yer olmasına katkı sağladığını savunanlar da mevcuttur.
- İnsanlık tarihinde görülen ilk biyolojik silahlardan birini Çin seferi sırasında Cengiz Han kullanmıştı. Mancınıklar ile ölü hayvanları şehirlere fırlatmış, bu sayede şehirlerin içinde hastalıkların yayılmasına sebep olmuştu.
- Kurduğu akıl almaz istihbarat teşkilatı sayesinde dünya istihbarat tarihine önemli katkılarda bulunmuştu.
- “Düşen Taç yaprakları” olayı ile insanlık tarihinin ilk toplu intiharlarından birine sebebiyet vermişti.
- Günümüzde hala daha konuşulan “Cengiz Yasaları” yazılı olmayan bir anayasa haline gelmişti.
Kaynakça:
Conn IGGULDEN – Ovaların Kurdu Cengiz Han
Conn IGGULDEN – Okçuların Efendisi
Conn IGGULDEN – Tepelerin Kemikleri
