Çoklu evren sonlu ve sonsuz var olan muhtemel evrenlerin hipotezsel bütünü olup bu evrenler var olan her şeyi (bütün mekân, zaman, madde ve enerji ile birlikte fizik kanunları ve fizikî değişimleri) kapsar. Bu evrenlere “alternatif evrenler” ya da “paralel evrenler” de denir.
1990’larda fizik ve matematikçiler tarafından bilinen evrenin matematiksel bir formâl sisteme denk olduğu ve matematiksel sistemlerdeki tüm sınıfların eşit düzeyde gerçek olduğu hipotezi ortaya atıldı. Birbirinden ayrı bu evrenler paralel evrenler veya ruhani alemler olarak da anılmaya başlandı. Bazıları, bu evrenlerin bilinen evrenle bağlantılı veya alakalı olduğuna inanır, ancak bu ilişkilerin nasıl gerçekleşiyor olabileceği konusunda bir açıklama getirilmez.
Bazen gördüğümüz rüyaların gerçekçiliğini hissetmek, uyku ve uyanıklık arasında olup olunmadığını anlayamadığımız anlarda başka bir evrende hayata devam ettiğimizi öne süren bir teoridir. Hayallerde buna dahildir. Bu yüzden hayal kurarken dikkat edilmesi konusunda uyarılır. Çünkü kurulan hayal başka bir dünyadaki gerçeklik, yani bir sonraki günün tasviri olabilir.
O yüzden gerçekliğe devam ettiğimiz hayatta yaptığımız en büyük yatırım zihin gelişimimiz olacaktır. Bunu yapmanın en kolay yolu kitap okumaktan geçer. Hayal etmeyi öğrenmek, düşünebilmek tasviri kolaylaştırır. Yaşanmak istenilen hayata ulaştırır.
Kitap okumanın yanında görsel olarak bir oluşum sağlayabilmek için resim çizmekte yardımcıdır. Renklerin farkına varmak, çizgilerden bir bütün oluşturmak hikâyeleşmede ilerlemeyi sağlar. Böylelikle ne istediğinin farkına vararak hedefe yoğunlaşarak yol alınabilir.
Önemli nokta hayatta istediğini bulmakta. Günün sonunda sahip olmak istediklerin günün sonunda elde ettiğin karakterden geçer. Kendine nasıl bir hayat biçtin?