Yıldırım’ı Eriten Demir: Timur

Yıldırım’ı Eriten Demir: Timur

Ne büyük kahraman erdir, Ankara'da Yıldırım'ı eriten Demir!

0

Tarih sahnesinin sisli perdesinden pek çok insan geçmiştir. Fakat bu insanlardan pek azı hâlâ hatırlanmakta ve ölümsüzlüğünü korumaktadır. Bu ölümsüz isimlerden bir tanesi var ki tarih sahnesinin başrolü ünvanını kimselere kaptıracak gibi durmuyor.

Tarihler 1336 yılını gösterdiğinde , Özbekistan’ın Sebz şehrinde eşine çok az rastlanan bir olay gerçekleşti. İhtiyar adam gibi bembeyaz saçlarla doğan bir bebek, avucunda da bir kan pıhtısı tutuyordu. Devrin alimleri ve düşünce adamları bu bebeğin ileride çok büyük bir insan olacağına hatta dünya tarihini değiştirebilecek güce sahip olabileceğine değiniyordu. Ona “Sahipkıran” sıfatı yakıştırılmış ve nihayet TİMUR destanı başlamıştı.

Timur gençlik yıllarında katıldığı bir savaşta yaralanmıştı. Bu yaralar onun kaderini tamamen değiştirecek ve ömrünün sonuna kadar topal kalmasına sebep olacaktı. Artık onun ismi  “TİMURLENK” yani Aksak Timur’du. Uçsuz bucaksız bozkırların ortasında, yepyeni bir devlet doğuyordu artık. Bu devlet bütün dünyaya kök söktürecek, güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar herkesin korkulu rüyası haline gelecekti.

Demiştik ya tarih sahnesinde pek çok ölümsüz kahraman vardır diye, işte o kahramanlardan bir tanesi vardı ki belki de Timur ile aynı döneme denk gelmese başrol ünvanını alabilecek büyüklükte bir kahramandı. Adını göklerden, gücünü cesurluğundan alan “Yıldırım Beyazıt”.

Dünya çok da büyük bir yer olmasa gerek, kısa sürede bu iki büyük kahramana dar gelmeye başlamıştı. Mektuplaşmalarla başlayan gerilim, tehditlere ve hakaretlere dönüşmüştü. Bu gerilim neticesinde bir savaş olması kaçınılmaz olmuş, Tanrı bu savaşın olması için planlarını çoktan yapmıştı.

1402 yılında tarihin gördüğü en cesur iki ordu Ankara Çubuk Ovasında karşı karşıya geldi. Yıldırım her zamanki gibi ordusuna çok güvense de Osmanlı ordusunu o güne kadar hiç görmediği bir şey bekliyordu: Savaş filleri!

Timur, Hindistan seferi sırasında ele geçirdiği filleri zırhlarla kaplamış ve üstlerine yerleştirdiği okçu birlikleri sayesinde adeta birer tank haline getirmişti. Savaşın verdiği korku ile çılgına dönen filler Osmanlı ordusunu eze eze ilerliyor ve kazananı daha savaşın başlarındayken belirliyordu.

c1bf06fe650322f6079f841919bb0168

Korkunç savaş sona ermiş, akan Türk kanları zemini göle çevirmişti. İki büyük Türk hükümdarı nihayet dünyayı paylaşma konusunda bir neticeye varmışlardı. Kahramanca savaşan Yıldırım artık Timur’un esiri olmuştu.

Bu şanlı destanın sonuna geldiğimizde Hüseyin Nihal Atsız’ın şu sözleriyle yazımızı bitirmek istiyorum.

“Alp Arslan”la “Kılıç Arslan” şanlı bir fasıl

Avrupa’yı rezil eden “Yıldırım”… Nasıl?

Düşünsene, ne biçim bir kahraman erdir

Ankara’da Yıldırımı eriten “Demir”…

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz mail bültenine katılın ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.