Konuya Başlamadan Önce
Bu yazıda hiçbir dini topluluğa veya inanç sistemine yönelik bir hakaret veya düşmanlık oluşturma amacı bulunmamaktadır. Herhangi bir inanç sistemine karşı olunmadığı gibi, herhangi bir misyonerlik amacı da taşımamaktadır. Amacımız yalnızca bu inanç sistemini felsefi olarak incelemektir.
Bir Felsefe Olarak Satanizm & Şeytan
Ülkemizde ve dünyada satanizm ve satanistler genellikle yanlış anlaşılmakta ve halk arasında kedi kesen, ayinler yapan, bakire kanı içen, toplumdan soyutlanmış, uyuşturucu kullanan kişiler olarak bilinmektedir. Ancak bu algı, popüler kültürün ve medyanın yarattığı yanlış imajların bir sonucudur. Gerçekte, satanizmi yalnızca popüler kültürün etkisine kapılan veya kendini bir gruba ait hissetmek isteyen bir grup genç üzerinden değerlendirmek yerine, onu felsefi bir sistem olarak incelemek gerekmektedir. Bu yazımızda satanizmin felsefesine bir bakış atacağız.
Tarihine Yolculuk
Satanizm, Şeytan’ı temel alan bir dizi ideolojik ve felsefi inanç sistemidir. Satanizmin çağdaş dini uygulamaları, birkaç tarihsel emsali olmasına rağmen, 1966 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Anton LaVey tarafından ateist Şeytan Kilisesi’nin (Church of Satan) kurulmasıyla başlamıştır. Bu tarihten önce, Satanizm bir öz kimlikten ziyade, çeşitli Hristiyan grupların ideolojik rakiplerine yönelik bir suçlama olarak varlık göstermekteydi. Ayrıca, Satanizm ve Şeytan kavramları, sanatçılar ve şovmenler tarafından sembolik ifade aracı olarak da kullanılmıştır.
Hristiyanlık tarihinin büyük bir bölümünde, çeşitli grupların Satanizm uyguladığına dair suçlamalar yapılmıştır. Orta Çağ’da, Katolik Kilisesi’ne bağlı Engizisyon mahkemeleri, Tapınak Şövalyeleri ve Katarlar gibi grupların gizli Satanik ayinler gerçekleştirdiğini iddia etmiştir. Erken Modern dönemde ise, yaygın bir Satanik cadı komplosuna olan inanç, Avrupa ve Kuzey Amerika’da cadı olduğu iddia edilen kişilerin toplu olarak yargılanmasıyla sonuçlanmıştır. 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar, Protestanlar ile Katoliklikler arasında Fransız Devrimi gibi olayların arkasında Şeytani komploların olduğuna dair suçlamalar devam etmiştir.
Medya ve Popüler Kültür
1980’ler ve 1990’larda medya, Satanizm ile ilgili panik ve histeriyi körüklemiştir. “Satanik Panik” olarak bilinen bu dönemde, birçok kişi Satanik ayinler ve çocuk istismarı ile suçlanmıştır. Televizyon programları, haber bültenleri ve gazeteler, bu tür suçlamaları geniş çapta yayımlamış, ancak çoğu asılsız çıkmıştır.
Medya ve popüler kültür, Satanizmi çoğunlukla yanlış ve abartılı bir şekilde temsil etmiştir. Bu durum, toplumda Satanizm hakkında yaygın bir korku ve yanlış bilgi birikimine neden olmuştur. Ancak, Satanizmin gerçek doğasını anlamak için bu temsillerin ötesine bakmak ve Satanizmi, felsefi ve ideolojik bir sistem olarak incelemek önemlidir.
- 1999 Türkiye Şehriban Coşkunfırat Cinayeti
Şehriban Coşkunfırat cinayeti, 1999 yılında İstanbul Ortaköy’de meydana gelen ve Türkiye’de “Satanist Cinayet” olarak bilinen bir olaydır. 17 yaşındaki Şehriban Coşkunfırat, Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer adlı üç kişi tarafından öldürüldü. Cinayet, satanist ritüellerle ilişkilendirildi ve medyada geniş yankı buldu.
Olayın detaylarına göre, Coşkunfırat, 13 Eylül 1999’da arkadaşlarıyla birlikteyken satanist ritüel iddialarıyla öldürüldü. Engin Arslan’ın, “Bugün ayın 13’ü. Şeytanla konuştum, kurban istiyor” dediği ve ardından Coşkunfırat’ın boğazının sıkıldığı, bıçaklandığı ve ardından cesedine tecavüz edildiği ifade edildi.
Cinayetten sonra Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer yakalanarak yargılandı ve müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, 16 yıl hapis yattıktan sonra hepsi tahliye edildi. Coşkunfırat ailesi, sanıklara karşı tazminat davası açarak toplamda 142 bin TL tazminat kazandı.
Cinayet, özellikle gençler arasında satanist ritüellere olan ilgi ve tehlikeleri konusunda toplumda farkındalık yaratılmasına neden oldu. Olayın ardından, satanizm ve gençlerin bu tür gruplara katılımı üzerine çeşitli tartışmalar ve önlemler gündeme geldi.
Satanizmin Felsefesi
Satanizm, genellikle iki ana kategoriye ayrılır: ateistik Satanizm ve teistik Satanizm. Her iki kategori de farklı felsefi temellere ve uygulamalara sahiptir.
-
Ateistik Satanizm
Ateistik Satanizm, en çok Anton LaVey tarafından 1966’da kurulan Şeytan Kilisesi (Church of Satan) ile ilişkilidir. Bu tür Satanizm, Şeytan’ı gerçek bir varlık olarak değil, insan doğasının sembolü olarak görür. LaVeyan Satanizm olarak da bilinen bu felsefenin ana hatları şu şekildedir:
Bireycilik ve Ego: LaVeyan Satanizm, bireyin kendini gerçekleştirmesi ve kendi potansiyelini en üst düzeye çıkarması gerektiğini savunur. Ego ve kişisel başarı ön plandadır.
Doğa ve İnsan Doğası: İnsanın doğal içgüdülerini ve arzularını kabul eder ve bunları bastırmak yerine kucaklamayı teşvik eder. Bu, hedonistik* bir yaşam tarzını ve zevk arayışını içerir.
Hedonizm: Felsefede, hazcılık veya hedonizm, hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş.
Sembolik Şeytan: Şeytan, isyanın, bireyselliğin ve özgürlüğün sembolü olarak görülür. LaVeyan Satanistler için Şeytan, insanın içindeki karanlık ve vahşi yanları temsil eder.
Etik ve Ahlak: LaVeyan etik, karşılıklılık ilkesine dayanır. “Göze göz, dişe diş” anlayışıyla hareket ederler ve iyilik yapanlara iyilik, kötülük yapanlara kötülük yapılmasını savunurlar.
Ritüeller ve Sembolizm: LaVeyan Satanistler, sembolik ritüeller ve törenler aracılığıyla duygusal ve psikolojik rahatlama sağlarlar. Bu ritüeller, bireysel güçlenmeyi ve özgüveni artırmayı amaçlar.
-
Teistik Satanizm
Teistik Satanizm, Şeytan’ı gerçek bir doğaüstü varlık olarak kabul eder ve ona tapmayı içerir. Bu tür Satanizm’in inançları ve uygulamaları daha çeşitlidir, ancak genel olarak şu unsurları içerir:
Şeytan’a İbadet: Teistik Satanistler, Şeytan’ı ilahi bir figür veya tanrı olarak görür ve ona ibadet ederler. Bu ibadet, dualar, ritüeller ve adaklar şeklinde olabilir.
Ruhsal Bağ: Şeytan ile kişisel ve ruhsal bir bağlantı kurmayı amaçlarlar. Bu, meditasyon, ritüelistik pratikler ve manevi rehberlik yoluyla gerçekleştirilir.
Doğaüstü İnançlar: Teistik Satanistler genellikle doğaüstü varlıklara ve güçlere inanırlar. Bu, demonoloji, okültizm ve diğer ezoterik öğretileri içerebilir.
Genel Felsefi Prensipler
- Hümanizm ve Antropomorfizm: Her iki tür Satanizm de insana odaklanır ve insanın potansiyelini ve gücünü kutlar.
- Karşıtlık ve İsyan: Geleneksel dini ve sosyal normlara karşı isyan, Satanizm’in merkezi temalarındandır. Bu, bireysel özgürlüğü ve sorgulamayı teşvik eder.
- Bilim ve Rasyonalizm: Ateistik Satanistler, genellikle bilimi ve rasyonalizmi benimserler, doğaüstü açıklamalardan ziyade bilimsel açıklamalara değer verirler.
Satanizm, felsefi olarak bireyin özgürlüğünü, doğasını ve gücünü vurgular. Hem ateistik hem de teistik yaklaşımlar, bireyin kendini gerçekleştirmesini ve yaşamın anlamını kendi iç dünyasında bulmasını savunur. Bu felsefi yapı, onu diğer dinlerden ve inanç sistemlerinden farklı kılar.
Son Söz
Felsefi olarak Satanizmi incelediğimizde, şeytana tapmayı bir kenara bıraktığımızda asıl amacın kendi benliğinizi ve yüceliğinizi keşfetmek ve yüceltmek olduğu görülür. Satanizm, bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi ve kişisel özgürlüğünü en üst düzeye çıkarması üzerine odaklanır. Bu, kendi içsel doğanızı ve arzularınızı kabul ederek, bunları bastırmak yerine kucaklamayı teşvik eder. Bu felsefe, bireyselliği ve kişisel gücü yücelten bir yaklaşımdır.
LaVeyan Satanizm gibi ateistik satanist yaklaşımlarda, Şeytan sembolik bir figür olarak kullanılır ve bireysel güç, isyan ve özgürlüğü temsil eder. Bu bağlamda, Satanizm, kişinin kendi ahlaki ve etik değerlerini yaratmasını ve toplumun dayattığı normları sorgulamasını teşvik eder.
Özetle, Satanizm’in felsefi temeli, bireyin kendini keşfetmesi, kişisel yücelik ve özgürlüğünü bulması üzerine kuruludur. Bu, kendi içsel gücünüzü ve potansiyelinizi tanıyarak, kendi yaşamınızın kontrolünü ele almanızı sağlar.
Unutmayın, kendi emekleriniz karşılığı şükretmek (herhangi bir tanrıya teşekkür etmek) kendi benliğinize yapacağınız en büyük hakarettir. Sorgulayın, sorgulatın…
Kaynakça*
Şehriban Coşkunfırat
Satanizm
Hedonizm
Bu yazının amacı başta belirttiğim üzere herhangi bir misyonerlik amacı gütmemektedir. Satanizm ve şeytanı baştan sona ele alarak anlatmak bu konuya farklı yaş gruplarından istemsiz bir şekilde dikkat çekebileceğinden dolayı satanizm hakkında kısa ve öz bilgiler vererek felsefi olarak bakış açısını anlatmaya çalıştım. Teşekkürler.