Robotlar, yüzyıllardır insanları cezbeden bir fikir olmuştur. Antik Yunan ve Mısır mitolojilerinde yapay insanlara ve kendi kendine hareket edebilen makinelere dair hikayeler bulunur. Fakat, robotların ilk somut örnekleri 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başlamıştır.
Antik Çağ ve Orta Çağ
Robot fikri, insanlığın en eski mitolojilerinde bile yer alır. Antik Yunan mitolojisinde, Hephaistos adında bir tanrı demirci ve zanaatkârlardan sorumludur. Hephaistos’un, kendi kendine hareket edebilen mekanik adamlar ve heykeller yarattığına dair hikayeler anlatılır. Antik Mısır’da da ölüleri mumyalayan ve tapınaklarda ritüelleri yerine getiren mekanik figürler kullanıldığına dair kanıtlar bulunmaktadır.
Orta Çağ’da otomasyon ve mekanik ile ilgili çalışmalar devam etti. Arap mucitler, su ve rüzgar gücüyle çalışan otomatik makineler geliştirdiler. Bu makineler arasında, kendi kendine su dolduran kaplar ve kendi kendine çalışan saatler de yer alıyordu.
Rönesans ve Aydınlanma Dönemi
Rönesans ve Aydınlanma döneminde, bilim ve teknolojideki gelişmeler robotikte de ilerlemeler yapılmasını sağladı. Leonardo da Vinci, insan anatomisine dayalı mekanik figürler tasarladı. Bu figürler, kas ve kemiklerin hareketlerini taklit edebiliyordu. 18. yüzyılda, Fransız mucit Jacques de Vaucanson, kendi kendine müzik çalabilen, flüt çalabilen ve hatta bir ördek gibi yüzebilen mekanik figürler üretti.
Sanayi Devrimi ve 20. Yüzyılın Başları
Sanayi Devrimi, robotların gelişmesi için önemli bir dönüm noktası oldu. Buhar gücü ve elektrik enerjisinin kullanımı, daha güçlü ve daha karmaşık makinelerin geliştirilmesini mümkün kıldı. 19. yüzyılın sonlarında, ilk endüstriyel robotlar üretim hatlarında kullanılmaya başlandı. Bunlar tekrarlayan görevleri otomatikleştirmek için tasarlanmıştı ve hidrolik veya pnömatik sistemler ile çalışıyordu.
20. yüzyılın başlarında, gelişim süreci hız kazandı. 1920’lerde, Çek yazar Karel Čapek, “R.U.R.” adlı oyununda “robot” kelimesini ilk kez kullandı. Bu kelime, Çekçe’de “köle işçi” anlamına gelen “robota” kelimesinden türemiştir. 1930’larda, İngiliz mucit Alan Turing, programlanabilir bir bilgisayarın mantıksal işlemleri gerçekleştirme yeteneğini anlatan Turing Testi’ni geliştirdi. Turing Testi, yapay zekanın gelişmesi için önemli bir temel oluşturdu.
Modern Robotik
1950’lerde, endüstriyel robotlar ilk kez üretim hatlarında yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bunlar hidrolik veya pnömatik sistemler ile çalışıyordu ve önceden programlanmış hareketleri taklit ederek görevlerini yerine getiriyordu. 1960’larda, ilk bilgisayar kontrollü versiyonları geliştirildi. Bunlar sensörler ve yapay zeka kullanarak çevrelerine uyum sağlayabiliyordu. 1970’lerde ve sonrasında, robotikte hızlı bir gelişme dönemi başladı. Yeni malzemeler, motorlar ve kontrol sistemleri geliştirildi. Bu gelişmeler robotların daha güçlü, daha hassas ve çok yönlü olmasını sağladı.
Günümüz
Hayatımızın birçok alanında kullanılmaktadır. Üretim hatlarında, hastanelerde, evlerde, tarlalarda ve hatta uzayda bile robotlar görebiliriz. Karmaşık görevleri yerine getirebilir, tehlikeli ortamlarda çalışabilir ve insanlara yardımcı olabilirler.
