Halk Edebiyatı, insanların ortak değerlerini, kendilerine has kültürlerini, duygu, düşüncelerini sözlü anlatım yoluyla kuşaktan kuşağa aktardığı bir edebi türdür. Folklor kelimesi İngilizce kökenlidir, tam karşılığı halk bilgisi ya da halk kültürüdür. Folk halk, lore bilgi demektir. Halk Edebiyatı’nı sözlü kültürden ayırmak neredeyse imkansızdır. Yazılı unsurların çoğu anonim kişilere ya da bireysel kişilere aittir. Masallar, destanlar, türküler, maniler, aşık şiirleri gibi türleri kapsar. Âşıklık Geleneği, Halk Edebiyatı’nın en önemli sözlü anlatım geleneklerinden biridir ve kökeni neredeyse İslamiyet öncesine kadar dayanır.
Türk Dünyası ve Anadolu’da Âşıklara Verilen İsimler
Günümüzde âşık ya da ozan olarak anılan gelenek temsilcilerini Altay Türkleri kam, Kırgızlar baksı, Doğu Türkistan Türkleri yırcı, halk koşukçusu olarak anmışlardır. Anadolu sahasında ise saz şairi, ozan, halk ozanı, kalem şairi, meydan şairi olarak anılmışlardır. Temsilcilerin bu kadar farklı isimlere sahip olma sebebinin toplumsal olarak yaygın olduklarını göstermektedir. Bu gelenek şaman, baksı, ozan, âşık olarak değişen yüzyıllarda sırası ile anılarak bugüne kadar gelmiştir.
Âşık Nedir?
Âşıklar usta- çırak ilişkisi içerisinde gelişip olgunlaşan, saz çalmayı bilen, doğaçlama bir şekilde türkü söyleyebilen ve aynı şekilde doğaçlama bir şekilde atışma yapabilen kişilerdir. Âşıklar aynı zamanda hikaye anlatımlarıyla ve fasıllarıyla da ünlü kişilerdir. Genelde kahvehane ortamında yetişir ve gelişirler. Aynı zamanda kahvehaneler onların icra ortamlarından en önemlisidir. İlerleyen yüzyıllarda kahvehaneleri ” Âşıklar Gazinosu” olarak anarlar. Türkülerinin belirli sınırlar içerisinde konuları yoktur. Memleket özlemi, sevgiliye özlem, savaş, barış gibi konularda şiir yazar ve söylerler. Âşıklar sanatlarını icra etmek için Anadolu, İstanbul ve çevresi gibi yerlere belli ulaşım şekilleri ile giderler. Değişen yüzyıllarla ve teknolojinin ilerlemesi ile kendi memleketlerinde kalmak ve sanatlarını orada icra etmek onlar için daha iyidir. Bir programa ya da fasıla gitmek onların günlerini almaktadır. İstanbul ve çevresi teknoloji bu kadar ilerlemeden önce onlar için en iyisiydi fakat gelişen ve değişen çevre bunu tamamen değiştirmiştir.
Fonograf ile başlayan ses aktarım süreci plak, kaset, cd, müzik çalar ve dijital ortam olarak devam etmiştir. Tercih eden demekle beraber neredeyse tüm âşıkların kasetleri vardır. Kasetlerde yer alan fotoğrafların hepsi neredeyse birbirinin aynıdır. Âşık sazı ile poz vermiştir. Mutlaka mahlasları vardır. Genelde ustaları onlara mahlaslarını verir. Soy isimlerini mahlas olarak kullanan âşıklar da vardır. Bir diğer mahlas alma şekli ise bade içerek alınan mahlas şeklidir. Bu âşıklara “Badeli Âşık” denir.
Badeli Âşık Nedir?
Badeli âşıklar mahlaslarını rüya görme motifi ile alırlar. Âşık öğle uykusuna ya da gece uykusuna yatar rüyasında kendinden üstün gördüğü, usta olarak gördüğü kişi ona mahlası ile seslenir, bu şekilde mahlasını almış olur. Bazen uykusundan uyanan âşık direkt olarak mahlası hatırlayamaz ve başka bir rüyada ona başka birinin mahlası ile seslenmesiyle hatırlar.
Sonuç
Halk Edebiyatı’nın en güncel kolu olan Âşıklık Geleneği sözlü ortamın önemli bir koludur. Bitmek bilmeyen bir sürece, serüvene ve hikayelere sahiptir. Bu yazı Âşıklık Geleneği’nin ne olduğunu ve nasıl âşık olunabileceğini bizlere sunar.