Ahlaki Gelişim ve Kohlberg’in Kuramı
Trendlerdeki Yazı

Ahlaki Gelişim ve Kohlberg’in Kuramı

0

Ahlaki gelişim, bireyin doğru ve yanlış kavramları hakkında düşünme biçimini, değer yargılarını ve etik prensipleri nasıl edindiğini inceleyen bir psikoloji alanıdır. Bu gelişim süreci, bireyin çevresel etkiler, kişisel deneyimler ve zihinsel olgunlaşma ile şekillenir. Psikolog Lawrence Kohlberg, bu sürecin nasıl ilerlediğini anlamak için geliştirdiği ahlaki gelişim kuramı ile önemli bir katkıda bulunmuştur. Piaget’nin bilişsel gelişim teorisinden esinlenen Kohlberg, insanların ahlaki muhakemelerinin çocukluktan yetişkinliğe kadar geçirdiği değişimi ayrıntılı bir modelle açıklamıştır.

Kohlberg, bireyin ahlaki muhakemelerinde üç temel evre ve her evre içinde iki aşama olduğunu savunur. Gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası dönem olarak adlandırılan bu evreler, bireyin düşünsel olgunluk seviyesine göre davranışlarını şekillendirir. Kohlberg’in kuramı, ahlaki gelişim süreçlerini açıklarken bireylerin hem sosyal uyum sağlama çabalarını hem de evrensel değerlere bağlılıklarını inceleyerek ahlak psikolojisine katkı sağlar.

Gelenek Öncesi Dönem

Gelenek öncesi dönem, genellikle çocukluk yıllarını kapsar ve ahlaki yargıların kişisel çıkar ve temel ödül-ceza anlayışı üzerine kurulu olduğu bir süreçtir. Bu dönemde, birey toplumun kurallarını içselleştirmekten ziyade, dışsal motivasyonlara göre hareket eder.

İtaat ve Ceza Yönelimi

Bu aşamada, bireyin ahlaki yargıları cezadan kaçınma üzerine kuruludur. Çocuklar, yanlış bir davranışın ceza getireceği düşüncesiyle kurallara uyarlar. Bu aşamada davranışların ahlaki değerinden çok, ödül ve ceza ilişkisine göre şekillendiği görülür. Dolayısıyla, çocuklar bir davranışın doğru veya yanlış olduğuna, sonucunda alacakları ceza veya ödüle göre karar verirler.

Saf Çıkarcı Yönelim

Bu aşamada birey, “eğer bana faydası varsa doğrudur” mantığıyla hareket eder. Kişisel çıkarlarını gözetir ve eylemlerini ona göre değerlendirir. Çocuklar, ödül veya kişisel tatmin sağlayacaksa bir görevi yerine getirirler. Bu aşamada, çocuklar arasında alışverişçi bir ahlak anlayışı gelişir; “Ben senin için bunu yaparım, sen de benim için şunu yaparsın” gibi düşünceler, ahlaki kararlarını etkiler.

Geleneksel Dönem

Geleneksel dönem, bireyin ahlaki yargılarını toplumsal kurallar ve beklentiler doğrultusunda şekillendirmeye başladığı dönemdir. Bu evrede birey, çevresindeki kişilerin beklentilerini ve sosyal onayı öncelikli hale getirir. Başkalarının gözünde “iyi” bir insan olma arzusu önem kazanır.

İyi Çocuk Yönelimi

Bu aşamada bireyin motivasyonu, başkalarının onayını kazanmaktır. Birey, başkalarının kendisini iyi biri olarak değerlendirmesi için çaba gösterir. Aile, arkadaşlar ve çevredeki insanların gözünde saygı görmek için toplumsal normlara ve kurallara uygun davranır. Bu nedenle, ahlaki kararları belirlerken, çevresindeki insanların beklentilerini ve tepkilerini dikkate alır.

Kanun ve Düzen Yönelimi

Bu aşamada birey, toplumsal düzenin sağlanması ve kurallara uyulması gerektiğine inanır. Yasaların, toplumun iyiliği ve düzeni için var olduğu düşünülür ve birey, bu kurallara uymayı bir sorumluluk olarak kabul eder. Ahlaki yargılar, toplumsal düzenin korunması amacıyla şekillenir; birey yasaların evrensel olarak geçerli ve bağlayıcı olduğunu kabul eder.

Gelenek Sonrası Dönem

Gelenek sonrası dönem, bireyin ahlaki yargılarını toplumsal normlardan bağımsız olarak evrensel ilkelere göre şekillendirdiği, daha yüksek bir muhakeme seviyesini ifade eder. Bu dönemde birey, evrensel insan hakları, adalet ve eşitlik gibi değerlere göre karar verir.

Sosyal Sözleşme Yönelimi

Bu aşamada birey, toplumdaki yasaların ve kuralların toplumun refahı için var olduğunu kabul eder; ancak, her durumda adil olmayabileceğini de fark eder. Birey, toplumsal kuralları sorgulayabilir ve bazı durumlarda kuralların bireylerin temel hak ve özgürlüklerini gözetmesi gerektiğine inanır. Yani, birey yasaları mutlak kurallar olarak değil, adaletin sağlanması için bir araç olarak görür.

Evrensel Ahlak İlkeleri Yönelimi

Kohlberg’in ahlak gelişimindeki en ileri aşama olarak kabul edilen bu aşamada birey, insan hakları, adalet, eşitlik gibi evrensel ilkelere dayalı olarak hareket eder. Bu aşamada bireyin ahlaki yargıları, yalnızca sosyal normlara değil, tüm insanlık için geçerli olduğuna inandığı evrensel değerlere dayanır. Eğer yasalar, evrensel ahlaki ilkelere aykırıysa birey, kendi ahlaki prensiplerine göre hareket etmeyi tercih eder.

Kohlberg’in Kuramına Yönelik Eleştiriler

Kohlberg’in kuramı, bireyin ahlaki gelişim sürecini açıklarken çeşitli eleştiriler de almıştır. Özellikle kuramın evrenselliği sorgulanmış, kültürel farklılıkları göz ardı ettiği öne sürülmüştür. Farklı kültürlerde ahlaki değerlerin çeşitlilik gösterdiği ve herkesin aynı gelişim sürecini izlemediği gözlemlenmiştir. Carol Gilligan, Kohlberg’in kuramının cinsiyet farkını göz ardı ettiğini ve kadınların ahlaki gelişim süreçlerini tam olarak açıklayamadığını belirtmiştir. Gilligan, kadınların daha çok ilişkiler ve bağlar üzerinde ahlaki yargılar geliştirdiğini savunur.

Diğer yandan, Kohlberg’in kuramında bireylerin duygusal etkileşimleri ve kişisel deneyimlerinin ahlaki gelişim üzerindeki etkisinin yeterince ele alınmadığı da ileri sürülmektedir. Bu kuramın daha çok bilişsel yönlere ağırlık vererek ahlaki gelişimi değerlendirmesi, bazı psikologlar tarafından yetersiz bulunmuştur. Ayrıca, bireylerin ahlaki gelişim sürecinin sadece yaş ilerledikçe değil, toplumsal roller ve yaşam deneyimleriyle birlikte de değişebileceği vurgulanmıştır.

Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramının Önemi

Kohlberg’in ahlaki gelişim kuramı, bireylerin düşünce yapısının ve ahlaki muhakemelerinin yaşa ve zihinsel olgunlaşmaya göre nasıl evrildiğini anlamada önemli bir rehberdir. Ahlaki gelişimin her aşamasında bireylerin hangi değerleri ve düşünce yapısını önceliklendirdiğini gösterir. Gelenek öncesi, geleneksel ve gelenek sonrası olarak sınıflandırılan bu evreler, bireyin ahlaki muhakeme yeteneğini ve toplumsal değerlerle ilişkisini anlamak için önemli bir temel sağlar.

Kohlberg’in kuramı, psikoloji, eğitim, hukuk ve etik gibi birçok alanda uygulanmakta ve ahlaki değerlerin önemini kavramada önemli bir rehber olarak kullanılmaktadır. Bu kuram, bireylerin yalnızca yasalarla değil, toplumsal ve evrensel değerlerle de uyum sağlamalarına katkı sağlar. Ahlaki gelişim, bireylerin sosyal uyumunu, empati yeteneklerini ve insan haklarına bağlılıklarını güçlendirir ve toplumun barış içinde var olmasına katkıda bulunur.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz mail bültenine katılın ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.