1- Daha Gerçekçi Sürdürülebilirlik Hedefleri
Araştırma firması Gartner’ın CEO’su Kristin Moyer, birçok işletmenin kendileri için belirledikleri hedefleri yeniden gözden geçirdiğini dile getiriyor. Bu şirketler amaçlarının, yeteneklerini aştığının farkına varıyor ve sürdürülebilirlik hedeflerini baştan tanımlamaları gerekiyor. Moyer’e göre yöneticiler, kurumsal hedeflerini yeniden gözden geçirdikçe başarı konusunda daha emin yollar izleyebiliyor.
2- CSRD Ve Yeni Yasalar
Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (CSRD) 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. Ayrıca bu yıl içinde Kaliforniya’nın Gönüllü Karbon Piyasası Açıklama Yasası yürürlüğe girecek. 2024 yılı içinde, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun da iklimle ilgili kendi gerekliliklerini yayınlaması bekleniyor.
CSRD’ye ek olarak sürdürülebilirlik ile ilgili dünyanın dört bir yanında yeni yasaların ve yaklaşımların ortaya çıkacağı öngörülüyor. 2024 ve sonrasında işletmelerin sürdürülebilirlikle ilgili daha fazla yasa ve düzenlemeyle karşı karşıya kalması muhtemel görünüyor.
3- Temiz Enerjiye Olan Talebin Artması
IBM Consulting’in küresel sürdürülebilirlik lideri Oday Abbosh işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçiş yaptıklarını belirterek bu enerjinin karbondan arındırılmasına yönelik daha geniş bir eğilimin parçası olduğunun altını çiziyor. Abbosh, “İnsanların kullandıkları enerji, kullandıkları enerji miktarı ve bu noktaları nasıl raporlayacakları konusunda giderek daha dikkatli olmaları gerekecek.” diyerek işletmeleri ve profesyonelleri yakın gelecek hakkında uyarıyor.
4- İyileştirme Olmadan Sürdürülebilirlik Uyumu
Önümüzdeki dönemde birçok işletmenin kendi sürdürülebilirlik hedeflerine değil, sürdürülebilirlik yasalarına ve regülasyonlarına odaklanması bekleniyor. Gartner’ın CEO’su Kristin Moyer, bazı durumlarda uyumluluk çabalarının dikkatleri daha bütünsel sürdürülebilirlik planları oluşturmaktan uzaklaştıracağını, yöneticilerin bir kurumsal değer olarak sürdürülebilirlik ruhundan ziyade kanunun gereklerini yerine getirmekle ilgileneceğini düşünüyor. Moyer, “Mevzuatlara uymaya büyük oranda önem verilecek” diyor ve ekliyor: “Uyum amaç değil, sonuç olmalıdır“.
5- Kapsam Üç Ve Kurumsal Çapta Sürdürülebilirlik Farkındalığı
FTI Consulting’in kıdemli genel müdürü ve firmanın ESG ve sürdürülebilirlik alanında küresel lideri Miriam Wrobel, birçok şirketin işlevlere özgü hedeflerin yanı sıra organizasyon genelinde bütün bir hedefe doğru ilerleyen sürdürülebilirlik yaklaşımına yöneleceğini ifade ediyor. Bu noktada kurumların karbon ayak izlerini hesaplarken kendi emisyonlarının ötesine bakarak tedarik zincirleri boyunca karbon üreten faaliyetleri de hesaba katacaklarını dile getiriyor.
Bu noktada işletmenin sahip olmadığı veya kontrol etmediği, daha ziyade değer zincirindeki varlıklardan kaynaklanan emisyonları ifade eden kapsam üç yaklaşımı öne çıkarıyor. Wrobel konuyla ilgili olarak “Piyasa, hedef belirleme ve raporlamaya odaklanmıştı ancak şimdi paydaşlar bu hedeflere ulaşmak için ne durumda olduklarını, hangi adımları attıklarını, Kapsam üç rakamlarının nasıl göründüğünü ve akıllı tedarik zincirlerine geçip geçemeyeceklerini sorguluyor.” diyor.
6- Daha Şeffaf Kurumsal Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getiremeyen veya bu hedeflere ulaşıldığını kanıtlayamayan işletmeler genellikle ciddi eleştirilerle karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle gerçek sürdürülebilirlik performanslarını saklayarak veya abartarak kendilerini daha çevreci göstermeye çalışan kurumlar, sürdürülebilirliği kendi reklamlarını yapmak için kullanıyor. Bu tür eleştirilerle karşı karşıya kalmak istemeyen işletmeler, sürdürülebilirlik çabaları, hedefler ve gerçek başarılar konusunda daha şeffaf olmayı tercih ediyor. Ayrıca bu durum kurumların sürdürülebilirlik konusundaki iddialarını daha tutarlı ve belirgin bir şekilde iletmeye ve uygulamaya teşvik ediyor.
7- Daha İyi Veri Toplama Ve Analiz
Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konusunda veri toplama süreçleri, 2024 için önemli bir iş sürdürülebilirliği trendi olarak öne çıkıyor. İşletmeler yeni yasal raporlama gereksinimlerini karşılamaya ve ESG iddialarını doğrulamaya çalışırken BT ve veri ekiplerine başvuruyor. Bu noktada çoğu şirket yöneticisi operasyonlarında ESG iyileştirme fırsatlarını kaçırmamak için analiz araçları ve yapay zekânın yanı sıra verileri de kullanmaya çalışıyor.
8- Sürdürülebilirlik İçin Teknoloji
Günümüzde yöneticiler sürdürülebilirlik girişimlerini desteklemek için veri programlarına olan artan ihtiyacın yanı sıra teknolojinin çevre konusunda onlara nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyor. İklim krizi ve ilgili konulara yönelik çabaların desteklenmesine yardımcı olmak için üretken yapay zeka ve diğer teknolojileri kullanan iş liderlerinin sayısı artıyor.
Yöneticiler ve özellikle CIO’lar kullandıkları teknolojileri nasıl daha yeşil hale getirebileceklerini araştırıyor. Veri merkezlerinin çevresel etkilerini azaltma çalışmaları devam ederken yazılım ve donanımlar da daha düşük enerji gereksinimine sahip olacak şekilde tasarlanıyor.
9- Sürdürülebilirliğe daha geniş bir yaklaşım
Her geçen gün daha fazla işletme sürdürülebilirlik programlarını genişletiyor. Kurumlar karbon emisyonları gibi yüksek profilli birkaç konunun ötesine geçip, bunların çevreyi etkileyebilecek çeşitli yolları da ele alıyor. Sonuç olarak yöneticiler yalnızca karbonu değil, tüm sera gazı emisyonlarını azaltmak için planlar yapıyor.
10- Pazar Gücü Olarak Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir iş, sermaye ve yenilik konularında küresel bir düşünce lideri olan yazar Marga Hoek, sürdürülebilirliğin 2024 yılında bir pazar gücüne dönüşmeye devam edeceğini söylüyor. Hoek, “Yakın zamana kadar sürdürülebilirlik ve kâr/zarar iki ayrı şeydi. Artık bunlar bir araya gelecek.” diyor.
Hoek sürdürülebilirliğin yarattığı maliyet tasarrufuna da vurgu yapıyor ve döngüsel ekonomi, sağlık, refah, akıllı şehirler ve ESG’nin dev bir pazara dönüştüğünü belirtiyor. Avrupa genelindeki pek çok şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Hoek sürdürülebilirliğin 2030 yılına kadar 12 trilyon dolarlık piyasa değerinin kilidini açacağını ifade ediyor.